Neden Kilo Alırız?

Kilo almamızın birçok sebebi bulunmaktadır. En başta tabii ki sağlıksız beslenme gelmektedir. Yiyecek tercihlerimizin fast food ağırlıklı olması, aşırı yağlı ve katı şeylerle beslenmek buna örnek olarak verilebilir. Onun dışında yetersiz beslenmek de sorun olabilir. Peki yetersiz beslenme nedir? Herhangi bir besin öğesi veya öğelerinin vücudun gereksinim düzeyinden az alınması sonucu yeterli enerjinin alınmaması ve vücut dokularının yapılanamaması durumuna yetersiz beslenme denmektedir.

Her besin öğesine insan vücudunun gereksinimi vardır. Her besin öğesinin vücudumuzda çok önemli görevleri olmaktadır. Bu öğelerin vücudun gereksinimini karşılayacak miktarda alınması şarttır. Vücudun gereksinimini karşılayacak miktarda alınmaması halinde vücudun gelişmesinde, büyümesinde, yenilenmesinde, çalışmasında aksamalar ve hastalıklar oluşmaktadır. Bu durum doğrudan hastalıklara yol açtığı gibi, hastalıkların oluşum riskini arttırmakta ve maalesef bu hastalığın tedavisi aşamalarında ağır ilerlemeye neden olmaktadır. Yetersiz beslenme vücut direncini azaltmakta ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olmaktadır. Bu da birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır.

Başka bir kilo alma nedeni de hareketsizliktir. Gün içinde hareketsiz bir şekilde koltuk veya yatakların üzerinden inmiyorsanız, mutfağa su içmeye bile kalkmıyorsanız ileride büyük problemlerle karşı karşıya kalabilirsiniz. Kısa süreli oturmalar tabii ki vücudun dinlenmesi için olmazsa olmaz ancak iş hayatında, okulda, vs. saatlerce hiç hareket etmeksizin, çoğunlukla omuzların ve omurganın öne doğru büküldüğü pozisyonda oturmaktayız. Kambur oturmak bağlarda ve eklemlerde dengesiz yüklenme, zorlanma ve gerilime sebep olmaktadır. Omurga zamanla aşınarak esneklik, hareket kabiliyeti ve gücünü kaybeder. Kambur oturduğumuz süre boyunca, göğüs kafesinin kapasitesi de azalmaktadır. Akciğerlerin nefes alırken sahip olduğu alan daraldığı için az oksijen alımına, dolayısıyla kandaki oksijen miktarının azalmasına sebep olmaktadır. Kan dolaşımı yavaşlayıp alınan oksijen miktarı azaldığında konsantrasyonumuz da bir süre sonra düşmektedir. Aynı şekilde, uzun süre oturduğumuzda, damar ve sinirlerin yavaş yavaş bloke olması sebebiyle bacaklarda şişme ve uyuşma meydana gelir. Kısa süreli bu etkilerin yanında daha uzun vaadeli yan etkileri de vardır. Bunlar bazı kanser çeşitleri, kalp hastalıkları, diyabet, böbrek, prostat, karaciğer problemleri de hareketsizlikten beslenmektedir estetik görüntüyü bozması da cabası. Daha kötüsü ise hareketsizlik her yıl %9 oranında erken ölüme sebep olmaktadır.

Tüm bu korkutucu yan etkilerin çözümü çok basittir. Hareket etmek! Sabah erken kalkarak, işten çıktıktan sonra ya da gün içinde spor yapmak, ilk başlarda fikir olarak bile zor gelecektir. Ancak karar verip uygulamaya geçtikten sonra hareket etmenin yarattığı fiziksel ve ruhsal değişiklik bir çeşit alışkanlık halini almaktadır. Başlamak her zaman en zorudur. Hadi daha fazla ertelemeyin, bugün kendiniz için harekete geçin ve spor yapın. Araba kullanmak yerine yürümeyi veya koşmayı tercih edin. Kendinize büyük bir iyilik etmiş olacaksınız.

Kilo alma nedenlerimizden biri de evden ve mutfaktan çıkamamaktır. Gerek yemek yapmayı sevmek, gerek yemek yemeyi sevmek bahaneleriyle sürekli tezgahın başından ayrılmıyorsanız doğal olarak kilo da alacaksınız. Seveceğiniz yiyecekleri ve içecekleri hazırlarken onların size yapacağı kiloları da hesap etmeniz gerek… Ama tabii tezgahınız da zevkinize uygun hijyenik ise Bütün yemeklerinizi zevkle yapar ve yersiniz. Siz yinede sağlıklı yiyecekler hazırlamalı ve öğünlerinizi planlamalısınız.

Sizin kontrolünüzde olmayan şeylerden dolayı da kilo alabilirsiniz. Buna en iyi örnek demir eksikliğidir. Demir eksikliği olan kişiler kilo verememektedir. Ayrıca sinirlilik, yorgunluk ve çarpıntı da yapmaktadır. Demir eksikliğine bağlı kansızlık bazı durumlarda belirti göstermez. Demir eksikliği rutin sağlık kontrollerinde yapılan kan tahlillerinde teşhis edilmektedir. Demir eksikliğinin belirtileri arasında cilt solgunluğu, vücutta güçsüzlük, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, baş ağrısı, ellerde ve ayaklarda uyuşma, sinirlilik hali, kulakların uğuldaması, dudaklarda çatlaklar ve ağız kenarında yaralar, tırnakların çabuk kırılması, saçlarda dökülme ve daha birçok belirti sayılabilir. Demir eksikliğinin ileri derece belirtileri arasında; çarpıntı, toprak veya buz yeme, yavaşlayan tiroit fonksiyonları ve huzursuz bacak sendromu gibi durumlar da görülmektedir.

Yanlış diyet listeleri de kilo almanıza sebep olmaktadır. Kişiye özel hazırlanan bu listeler sizin tüm tahlilleriniz incelendikten sonra size en uygun olacak şekilde düzenlenmelidir. Aksi takdirde hem daha fazla kilo alırsınız hemde sağlığınızdan olabilirsiniz. Bir zayıflama programında yapılabilecek en büyük diyet yanlışlarından biri olan karbonhidratı diyet listenizden kaldırmak çok yanlıştır. Karşılaştığımız diğer diyet yanlışlarından biri olan bitki çaylarının yanlış bir şekilde tüketilmesi bazı olumsuzluklara neden oluyor. Bitki çayları çim suları zayıflama sürecinde yardımcı olarak tüketilmekte, kilo kaybı sağladığı gibi bazıları vücuttaki ödemlerin atılmasında ve vücudun rahatlamasında oldukça etkili olduğu bilinmektedir. Ancak bitki çaylarının bilinçsiz ve fazla tüketilmelerinden kaynaklanıyor. Oldukça önemli diyet hataları arasında olan ünlülerin adıyla insanlara sunulan diyetleri uygulamak insanlarda yanlış uygulamalara sebep olmaktadır. Son dönemlerde sanal ortamlarda veya televizyonlarda duyduğumuz, Rihanna Diyeti, Madonna Diyeti olarak adlandırılan diyetler her bünye için aynı etkiyi göstermez. Zihinlerde bu şekilde yer etmek isteyen beyin yıkama işlemlerine müsade etmemek gerekir. Çünkü bunlar kişiye özel hazırlanan diyet listelerindendir. Bu sebepten herkes için aynı tepkiyi göstermez. Eğer diyet listenizi kendiniz hazırlıyorsanız kulaktan dolma bilgilerle kilo aldıracağını düşündüğünüz pirinç, patates, muz, havuç, bezelye ve mısır gibi besinleri diyet listenizden çıkartmakla büyük bir yanlış yapabilirsiniz. Unutmayın ki hiçbir besin yeteri miktarda kullanıldığında kilo aldırmaz ancak bir besinin tamamen listeden çıkartılması ve uzun süre tüketilmemesi vücudun o besine duyduğu ihtiyacın artmasına sebep olmaktadır. Amacınız her zaman her besinden sadece vücudunuzun ihtiyaç duyacağı kadar yeterli miktarda beslenmek olmalıdır ve asla bunun dışına çıkmamalıdır.

Tüm bunlar dışında spor yapmamak için kendinize yarattığınız bahaneler de sizlerin kilo almasına neden olabilir. Spor yapmıyorum çünkü, ile başlayan cümleler sizleri büyük bir boşluğa itiyor olabilir. Kendinizi düzene sokamıyorsanız, güvenilir kişilere ve bu işi bilen insanlara danışabilirsiniz. Çok lüks bile olmasına gerek yok… Bir spor salonuna gidip üye olmakla başlayabilirsiniz. Oradaki hocalar size uygun spor programı yapacaklardır. Spor yaparsanız kas kütleniz artar, öğrenme kabiliyetinizi geliştirir, yaşlanma karşıtı etkileri vardır, özgüveni artırır, depresyonu engeller, kendinizi iyi hissedersiniz, duruşunuzu düzeltmenizi sağlar, bunamayı önler, acı ve ağrı eşiğinizi artırır, hastalıklardan korur ve en önemlisi sağlıklı beslenme bilinci kazandırır.

Aslında böyle bilinçlendirme dersleri olsa çok da fena olmaz diye düşünüyorum. Daha anaokulu çağında çocuklar bilinçlendirilse ve sonrasında ona göre bir yaşam düzeni sağlansa birçok çocuk ileride obezite sorunu ile karşılaşmamış olacaktır. Ancak bizler çocuklarımızı küçük yaşta fazla fazla yedirip, hatta vitamin haplarıyla şişirerek daha sonra ah vah ediyoruz. Çocuğum yemek yemiyor diye ağlayan anneler görüyorum. Her şeyden az bir miktar yemesi zaten ona kafidir. Sonuç olarak o bir çocuk ve asla sizinle bir olamaz. Böylelikle büyüdüklerinde de nasıl kilo verebilir diye düşünmek zorunda olmazsınız. Gereksiz abur cubur ve fast food’larla çocuklarınızı tanıştırmazsanız sürekli olarak canları da onları çekmeyecektir. Siz hazır yiyeceklerin rahatlığına kapılıp çocuğunuzu buna iterseniz, sonuç olarak çocuk severek yemeye devam edecektir. Obezite sorununun büyük bölümünü hazır yiyecek alışkanlığı oluşturmaktadır. En iyisi ve en sağlıklısı her zaman ev yemekleridir.

Çocuklar veya yetişkinler için bir de telefon, bilgisayar ve oyun sistemleri bağımlılığı söz konusudur. Bir türlü elimizden bırakamayız. Çağımızın her şeyi tetikleyen en büyük problemi de sanırım bu olmaktadır. Sosyal medya bağımlılığı zaten almış başını gidiyor ve herkes halinden gayet memnun gözüküyor. Onun dışında oyun bağımlılığı da artmış bulunmaktadır. Oyun bağımlılığı ileride akıl hastalığı olarak ifade edilebilecek düzeye ulaşmaya doğru ilerlemektedir. Gönül isterdi ki bunlar daha az seviyede tutulsun ama maalesef günümüzde bile bu şekildeyse ilerisini hiç düşünemiyorum. Sağlık açısından büyük problemler yaşanmadan herkes bilinçlendirilmeli diye düşünüyorum.

Bilinçli bir şekilde kilo vermek için Bahçeşehir uzman diyetisyen Cansu Azizoğlu ile irtibata geçebilirsiniz.