Bu sorunun cevabını verebilmenin en kolay yolu, elimize bir kağıt almak ve kendi dilimizden başka bir dili öğrenmenin getireceği avantaj ve dezavantajları sıralamak olacaktır.
Kişi seviyesinde, ikinci bir dil öğrenmek o kişiyi kendi kalıplarından çıkarıp tamamen farklı kültür ve geleneklerin bulunduğu insan grupları arasına sokmak demektir. Bu kişilerin dünya görüşü de akşam haber programlarının verdiği yanlı-yansız haberlerin ötesine geçip diğer insanların ne düşündüğünü anlama noktasına kadar gidebilecektir.
İkinci bir dil öğrenmek her ne kadar zor olsa da bu kelime öğrenmek anlamına gelmemektedir. Bir kasın egzersiz yapması gibi, beynimizde organizasyon, ifade ve hafıza gibi durumlarda daha iyi çalışır. Öyle ki karşınızda ki biri kendini mesela İngilizce olarak ifade ettiğinde, beynimiz bunu otomatik olarak kendi dilimize çevirir.
İletişim açısından olaya baktığımızda başka bir dili öğrenmek diğer kültürleri anlamamıza ve karşılaştırma yapmamıza olanak verecektir. Bağnazlık ve tutuculuk ile mücadele etmede en güçlü aletimiz olacaktır. Günümüzle olaya baktığımızda ise gelişen iş sektörünün global anlamda iş arayan kişiler için ikinci hatta üçüncü bir dil artık kaçınılmaz olmaktadır. Peki, hangi dili öğrenmek daha kolay veya gerekliliği daha fazladır? Son 20 yılda küresel anlamda kabul edilirliği en yüksek dil İngilizce olmuştur.
Özellikle iş dünyasında ve bilim dünyasında, kişiler arasında ki iletişimin temel dilinin İngilizce olarak benimsenmesi, birçok kargaşanın da giderilmesine yol açmıştır. Bu herkesin İngilizce konuştuğu anlamına gelmemelidir. Gerçekte herkes İngilizce konuşmamaktadır. Bugün, dünya nüfusunun sadece %5.6 sı ana dil olarak İngilizceyi konuşmaktadır. Yalnız bu sayı, İngilizceyi ikinci veya üçüncü bir dil olarak konuşanları da hesaba kattığımızda iki katına çıkmaktadır. İkinci bir dili öğrenmenin yaşı kaçtır? Tüm araştırmalar göstermektedir ki ne kadar erken başlanırsa (3-4 yaşları), O kişinin öğrendiği dili kullanma becerisi de o kadar profesyonelce (ana dili gibi) olmaktadır. 10 yaşından sonra öğrenildiğinde ise, konuşması o dilin yerlisi gibi olamamaktadır.
Çocuk yaşta başlayan dil öğrenme faaliyeti bu çocukları tüm yaşamları boyunca daha aktif, daha mücadeleci ve okul aktivitelerinde daha başarılı yapmaktadır. Peki, yazımızın başlığına dönüp de gerekli midir diye tekrar sorduğumuzda, maalesef ülkemizde bu konuda da sağlanmış bir birliktelik yoktur. Bir grup yabancı dile hayır der başka bir grupta öğrenilmeli der.
Ülkemizde ki sorun sanırım dilin öğrenilme gerekliliğinden çok, eğitimin, örneğin, İngilizce olarak yapılmaması konusunda çıkmaktadır. İşte esas can sıkan ve kargaşa yaratan kısımda budur. Bu konuda bende eğitimin Türkçe yapılması gerekliliğini savunurken kesinlikle ama kesinlikle bir ikinci dilin, özellikle İngilizcenin öğrenilmesi gerektiğine inanıyorum. Dilerseniz bir ingilizce kursuna gidin www.englishpark.com.tr
Biz bilim insanları için bilimin ortak dili olan İngilizcenin öğrenilmesi ve akıcı bir şekilde kullanılması son derece önemlidir. Özellikle kariyer açısından üst basamaklara çıkmanın önünde durun en büyük engellerden biri yabancı dilin bilinmesi gerekliliğidir.
Bir zamanlar dil bilmeden Profesör olan bilim insanlarının yarattığı tahribatı, şimdi yeni yetişen genç bilim insanları çekmektedir bizim meslekte. Kendini yenileyemeyen, 1970 ve 1980’li yılların bilgi ve teknikleri ile laboratuvarlara ve derse giren, Edirne ilinden öteye geçememiş, dünya kaynaklarından dahi doğru dürüst, bırakın gönderöme almayı yayını bile olmayan bu tür bilim insanları, tıkadı bilim yollarını.
Ülkemizin her alanda gelişmesi ve bağımsız durabilmesi için, bilimden başka hiçbir sığınağımızın olmadığıdır. Bu nedenle kendimizi anlamanın yanında, diğer gelişmiş milletleri anlamak için ikinci bir dili bilmemiz gerektiği apaçık ortadadır. Biz büyüklerden geçti diyorsanız, önem verin çocuk ve gençliğimize. Atatürk’ün dediği gibi cumhuriyet gençlere emanettir. Geleceğimizde öyle ve bizler iyi nesil yetiştirirsek bilgili, donanımlı gelecekleri de o kadar güzel olacaktır. Özellikle çok fazla dil bilen kişilerin kariyer olanağı daha çoktur. Tercüme bürosu bünyesinde çalışmak için değil belki ama hangi meslek dalını seçerseniz seçin dil en çok aranan özelliktir. Bu yüzden bir dil bir insan denmiştir.