Kadın olmak zordur hele ki bizim gibi ataerkil bir toplumda yetişmişseniz. Ailemizde başlıyor ilk kısıtlamalar ve özgürlüğümüz. Aynı zamanda toplumsal baskılarda cabası. Zamanla bir bakmışız kendi kararlarını alırken ailenin, akrabaların ve komşuların söylentilerine kulak veren, onların söylediklerini dikkate alan ve söylenenleri yapmak zorunda hisseden kadın olmuşuz. Böylece hatalar peşi sıra gelmeye başlıyor. Sanki beynin bu insanlar tarafından yönetiliyor ve sende bir robot gibi onları uyguluyorsun. Peki nerede bizim fikirlerimiz, isteklerimiz. Kadın yok olursa yaşamda yok olur. Kadın en özel varlıktır. Kadın üretkendir, güçlüdür, derleyicidir, idare edicidir, çalışkandır, emekçidir. Aslında bu durum erkeklerin işine gelmektedir. Kadının gücünden yararlanır ve kadın hep yanında destekçisi olur. Ama maalesef eşit görenlerin sayısı çok azdır. Bir erkeğin yapamadığı çok şeyi hatta yaptığı çok şeyi kadın yapabilmektedir. Erkeklerde kadınını kaybetme korkusu bilinç altında öyle yer etmiştir ki erkek kaba davranarak bunu yapabileceğini sanmaktadır. Baskıyla kadını elinde tutacağını sanır ve bu kısıtlamayla kendisine bağımlı olacağını sanır. Kadınlar erkeksiz hayatlarına gayet güzel bir şekilde devam edebilir. Ama erkekler için bu çok zordur. Kadın hayatına ne kadar devam etmek istese de toplumsal baskılara maruz kalır.
Zaman kadınları güçlendirir ve insanca yaşamak için çok çaba sarfederler. Bir dönem sessiz kalmak zorunda olsalar da artık ayakları yere basan bilinçli ve özgür bireylerdir. Düşündüklerini söylemekten çekinmeyen, inançlarını ve değerlerini yaşam için şekillendirmeye çalışıyorlar. Korkutulmuş ve sindirilmiş bir yaşam istemiyorlar. Ama maalesef üzülerek söylemeliyim ki mağdur olan kadınları kanunlar istenildiği gibi korumamaktadır. Sürekli gazetelerde, televizyonda ve etrafımızda gördüğümüz örnekler belki bunların bir kaçı.
Kadınlar sokakta rahat rahat yürüyemiyorsa, belli bir saatten sonra dışarıda rahat bir şekilde gezemiyorsa ve istediğini giymeye çekiniyorsa nerede burda özgürlük diyesim var. Erkekler bunların ne kadarını yaşıyor peki? Kadın tecavüze uğradığında neredeyse tecavüz eden mağdur gibi davranılıyor. Kadının o saatte orda ne işi var? neden mini etek giymiş deniyor? Bu erkeklere tecavüz etme hakkını mı veriyor ? Bu açıdan bakanlar peki daha 17 aylıkken tecavüze uğrayan, 62 yaşındaki bir kadının çocuğu yaşındaki birine adres sormasıyla o gencin ona tecavüz etmesi normal bir şeymi. Bu kadar zihniyetsiz kişiler olduktan sonra bizler ne söylesek de boş. İlk önce zihniyetlerin değişmesi lazım. Bir kadın boşanmak istiyor diye kocası ona bıçak ile 17 kere bıçaklamış. Ne bu insanlık mı? Nerden buluyorsun kendinde bu hakkı. Madem müslümanız neden Allah’ın sözlerine kulak vermiyorsunuz? Verdiğim canı sadece ben alırım diyor. Neden işinize geldiği gibi davranıyorsunuz?
Maalesef kadını gerçek anlamda koruyan bir yasa yok. Evliliğe teşvik ettikleri kadar boşanma kararına saygı duysalardı belki bu kadar kadın katledilmezdi. Fakat sürekli evliliğe teşvik, üç çocuk doğurmaya teşvik. Sanki kadın kuluçka makinesi. Kadını erkeğe bağımlı ve sadece çocuk bakan bir birey yapılmaya çalışılıyor. Hatta işsizlik sorununu bile kadınların çalışmasına bağladılar. Halbuki kadın ürettikçe kadındır. Evde, işte. Kadın nereye giderse gitsin gittiği yeri iyi bir şekilde değiştirir. Kadın mutlu ise kendine güveniyorsa çocuklarınıda mutlu ve özgüvenli yetiştirir. Kadınlar kendinden önce eşini, çocuklarını ve yuvasını düşünür. Hiç bir kadın çocuğunu isteyerek bırakıp gitmez. Yaşadıkları ne kadar incitmiş, ne kadar kırmış ki yuvasını bozmayı, çocuklarını bırakma durumuna getirmiş.
Kadınları küçümsemek, onlara sanki bir böcek gibi davranmak, iğneleyeci laflar sokmak ne işinize yarıyor? Aslında ilk önce insan olmayı öğrenmeliyiz cinsiyetten önce. İnsan olmayı becerebilirseniz en azından o zaman kadınlara değer vermeyi de öğrenirsiniz.
Kadın olarak bizler ne kadar sağlıklı, zinde, güçlü, kendi haklarını savunabilen, ayakları üstünde sağlam durabilen birey olabilirsek, işte o zaman geleceğe güzel bakan bireyler yetiştirebiliriz. Kadın isterse yapamayacağı hiç bir iş yoktur. Kadın üretkendir. Fikir üretir, müzik üretir, edebiyat üretir, bilim üretir, ekmek üretir, araba üretir. Ürettikçe emeğin değerini bilir. Kamyon kullanan kadın, boya yapan kadın ve hatta kadınlarımız mobilya işinde İnegöl Bursa’da çok aktifler. Mobilya işinde kendilerini öyle geliştirmişler ki sektörde çalışan bir çok kadın bulunmakta.
Yaşamı değerli kılan, mutluluk için çabalayan, sevmeyi her zaman hak eden ve sabırlı olmayı bilen yegane varlık kadınlar. Hayatında kendinden önce çocuğunu, eşini, işini düşünen, önemseyen toplumun temel taşıdır.
Kısacası kadın olmak zordur hayatta. İnsanların düşünceleri, bakış açıları değişmedikçe ve empati kuramadıkça ne desek anlam ifade etmiyor. Bu yüzden dış görünüşümüzü önemsediğiniz kadar fikirlerimize de kulak verin. Toplumun bize yakıştırdığı kelimelere ve baskılara izin vermeyin. Ve siz erkekler bu yolda yanımızda durup, bizlere destek olabilirsiniz.
Beğendiğim bir söz olan “bir kadın değişir, dünya değişir” ne güzel anlatır konuyu bu kısacık söz. Çünkü kadın ne kadar bilgili ve ne kadar güçlü ise kendi gibi yeni bireyler yetiştirecektir.