Hayatın sıkıcılığı Ne zaman uzaklaşmak istesem ve dünyalara dalıp gitmek istesem Elime moda ve magazin dergileri yada en büyük tutkum olan arabalar dergisi olan auto karıştırsam televizyon izlesem Müzik dinlesem deliler gibi dans etsem Aklıma düşüyor nedense… Daha birine cevap karar vermeden diğerini yap diyor Eğer halen yazdıklarımı okuyorsanız Buyurun birazda siz düşünün!
Annen ve babanla ilişkin nasıl oldu canım?
Evdeki sorunları halledebildin mi?
Mesleğini sevebildin mi?
Danışanlarınla aran nasıl?
Arkadaşlarınla aran nasıl gidiyor?
Hayvanları seviyor musun?
Gibi bir çok sorular hayatımın her döneminde sıklıkla karşılaştığımız sorular olmuşlardır kesinlikle…
Peki neden kimse bir birine “kendi dünyanla aran nasıl”? diye sormuyor sorarım.
İnsanın kendisiyle ilişkisiyle ve çevresiyle olan ve ilişkisini etkilemesinin ötesinde insanı ilgilendiren her şeyi etkiliyor. Kendinizle nasıl bir hayat bağı kurduğunuzu hiç düşündünüz mü? Nasılsın sorusunun gerçekliğini ve samimiyetini kaybetmek üzere olduğunu düşünüp ve çok nadiren duyduğumuz zamanlar vardır eminim. Hayatta kabul etmez size uzak bir soru gelir işte bu durumda hemen elinize bir kağıt kalem alın ve bir tarafına kendinle ilgili olumlu düşündüğünüz özelliklerinizi tek tek yazın diğer tarafta ise bunun tam tersini olan düşüncelerinizi yazın. Ve Kendinize karşı bakış açınız olacak nasıl olacak?
Ve bitmeyen sorulara biri daha eklenecek Sorum şu; kendinize karşı ne kadar hoşgörülü, anlayışlı ve anlayışsızsınız? Sanırım son zamanlarda herkeste bir artan bir sevgisizlikten bahsediliyor.. Bir taraftan da herkes her şeye sevgiyle yaklaşmaya çalışıyor. Hayat işte bazen bir şeylerle paralel ilerlemiyor ne yazık ki…
Normal Şartlarda hata yaptığımızda veya hayal kırıklığına uğradığımızda çok sinirlenebilir yada kızabiliriz kendimizi yerden yere vurduğumuz zaman bile olabilir. İşte; Kendimizi en çok da o anda ihtiyaç duyarız ve anlayışlı olmaktan mahrum bırakırız.
İnsanlar hayatında Yaşadığı zorluklar karşısında hayatı acımasızlıkla suçlar. Aslında hayatın acımasızlıklara karşı sadece hayat değil kendimizde suçluyuz.
Hayat belki de gerçekten çok acımasız olabilir. Burada önemli olan bir detayda kendinize karşı acımasız olmayın Fakat bu hayata benim sahip olduğum biricik şey; kendim olmam . Peki ben insan olmanın haricinde bir ebeveynsem yada evlatsam, öğretmensem, doktorsam, avukatsam işletmeciysem, patronsam… Kendisiyle ilişkisi iyi olan ve olamayan bütün ebeveynlerin yetiştirdiği çocuksam, yeni nesiller yetiştiren çocukların yaşamında ve hayatlarında iz bırakan bir öğretmensem, insanları memnun etmek için çalışan işçi veya işverensem. Bir insan olarak etki alanım ne kadar da fazla bakıyorum da . Sırf bu yüzden bazen elimi kalbime götürüp, gözlerimi kapayıp kendime ve bu övgüleri hak eden kişilere ve kendime bir çift samimi, sıcak, güzel söz söylemeyi görev bildim hep…