Bir düşünün kim yıllarca aynı kişi olabilir ki Sen dünkü kişi olabilesin o zaman kendine şu soruyu sor sen dünün insanı mısın yoksa bugünün insanı mısın? Sen Dün ve bugün farklı olmak için neler yaptın, neler düşündün? Bugününün dünden farklı olduğunu kendine çevrene nasıl anlarsın ve anlatırsın? Yada şöyle sorayım ani ruh değişimleri yaşıyorsun Örnek vermek gerekirse; Geçen Sene Gittiğin Fethiye Tatilindeki senle Normal yaşantısındaki kişi kim?Eminim ki bu sorduğum soru Sen geçen ay ki senle şimdi seni düşündürüyor. Yoksa tam bir sene önceki o avukat kız sen misin? Bu sene tüm yaşadığın hayat ve gelgitleri her şey aynı mı? Değişen hiç bir şey yok mu?Aynı seneyi yeni yılla beraber tekrar ettin mi? Tüm bu soruların cevapları sende güzel okuyucu…Dünden bugüne kendi inşa ettiğin hayatın içindeki yük kendi zevkine göre yaratığın bir düş bir inşaatın temelinde yeni bir tuğla koymadığını gösteriyorsa eğer İşte o zaman orada bir durup düşünmenizi öneririm…Ünlü düşünürler biri “Ölmeden önce kendinizi Sorgulayın ” “Sanırım bu mesaj herkes için kısa net ve anlaşılır… Sevgili Okuyucularım Sizce Bu dünyaya geliş sebebimiz nedir? Belli bir amaç ve araçlar kaderi plan çevresinde gelişim göstermeniz için olabilir mi?Aslında ne olursa olsun yaşamın her alanında yaş cinsiyet belirtmeksizin gelişim göstermek geleceğe hazırlıktır.
Gelişim göstermek tabiri caizse Her gün taş üstüne taş koymadan ilerlemek değildir.. Taş üstüne taş koymayan gelişim göstermek tahammülsüz olur Bir gecede kökten bir gelişme beklemek ise biraz uygunsuz düşebilir. Çünkü ; Kökten değişmek değil de evrenin mesajlarını araç ve amaçlar doğrultusunda değerlendirmek olur.Değişimde esas olan yeni ataklar ve bünyene de katkılar sağlamaktır. Her gün yeni atılan küçük adımlar ile sindire sindire yapılan bir gelişim kişinin ruhunu daha da olgunlaştırır. İşte bu tür bir küçük bir hastalık gibi başlayıp tedavisi zor olan rahatsızlıklara dönüştürmesi yada bir ürünü sirkeye ve sonra da şaraba dönüşmesi gibidir. Bu nedenle sorduğum soruları sormak kendinizden ve geleceğimizden vazgeçilmez olmak değildir… Çünkü; Var olan bir hayatın var olan bu bedende bu bilinçte ve bu imkanlarda Neden olgunlaşma riski… Bu sorular karşısında yanıtlarınız olumsuz ise; o zaman başka bir soru sormak lazım… “Seni engelleyen ne?” Ortam şartlar ve diğer insanlar yetersiz imkanlar… Çünkü; bu tür düşünce sistemiyle kendini heba edecek ve hayattaki her şeyi tehdit olarak algılayacaktır.. Yani; kendi içinizdeki saf ve sınırsız güce inanmayıp çocukluktan edindiğin öğrenilmiş çaresizliklerin kısıtlayıcı inançlar ve klasik düşünce kalıplarının pençesinde kıvranıyor..Buda Kişinin Aklının ve ruhunun özgürlüğü yoktur…
Böyle bir hayata dur demek istersen yapman gereken tek şey var “ kendine bir değişim sözü vermek”. Mavi hep mavi kırmızı hep kırmızı gibi…Seçim senin, hayat senin Seçim ve sorumluluk insana verilen en önemli imkan olan iradeyi kullanabilme ve hakkı ve insan olabilme becerisi… Kendini kaderin ipleriyle oynatılan bir kukla sanma. Ne yaşıyorsan senin seçimlerin neyse onu çekiyorsun…. Eksikliklerin yönünden değerlendirilip ona göre sonuç almak… Kendi içindeki duvarları kırmadığın sürece bunları yaşayacaksın… Kaçsan bile kişiler değişecek, ortamlar değişecek, hikayeler değişecektir belki ama sınava tabi olmadıkça her şey aynı kalacaktır. O yüzden uyan yaşadığın dünyadan ve bir seçim yap. Hiçbir şey için geç değil. Tek yapman gereken ayağa kalkmak, kendi gücünün farkına var ve değişim-dönüşüm için bir karar vermek. İnan gerisi gelecektir. Evren ve kalbin senin yanında olacaktır.